İSLAM TARİHİNİN EN DERİN YARASI
İslam Tarihinde ilk defa Hz. Osman’a duyulan yakınlığı ifade eden ŞİA, daha sonra Hz Ali’ye beslenen derin muhabbet ve sevginin ifadesine dönüşmüşken, sürecin devamında Hz Ali ve ehline yapılan haksızlık, adaletsizlik, zulüm ve tahammül edilemeyecek baskıların bir biri ardına gelmesiyle anlam değişikliğine uğramış insani yakınlık ve taraftarlık anlamından inanç yakınlığı ve taraftarlığına dönüşmüştür. () Bu, İslami anlamda gerçekten böyle olmasa bile, farklılaşmayı hayati mesele haline getirmek isteyenler, bu farklılıktan ekonomik, siyasi ve dinsel anlamda çıkar sağlayanlar, İslamı yeterince içine sindiremeyenleri, yeni İslamlaşmış topraklarda yaşayıp islamdan bir haber olanları, o günkü konjektörden istifade ederek, () yönetimdeki gayri İslami yaşantıyı da kullanarak bir takım İslam dışı sapmaları oluşturacak bilgi bombardımanına tutmuşlardır. () Siyasi muhalefeti, dinsel muhalefete dönüştürmenin temellerini atan nesillerin ardından, bir kaç asır bunun altını doldurma çalışmaları sürdürülmüştür. () Bu çalışmalar sınırlı bir coğrafyada olmayıp, oldukça geniş bir alanda olması ve bu toplulukların da dinsel ve kültürel farklılardan meydana gelmesi sebebiyle her toplum bu algıları kendi inanç ve kültürel değerleri çerçevesinde benimsediklerinden, () ŞİA kelimesi üst kimliği oluştursa bile teferruatta bir birinden çok farklı inanç akidelerinden oluşan bir anlayıştır. ()
Hz Peygamberimiz döneminde sahabe arasında Hz. Osman yumuşaklığı, hayırseverliği insanlara olan muhabbeti ile etrafında çok sevildiği için yakın dostları oluşmuştu. Etrafındaki bu gruba Osman’ın şiası deniliyordu. Daha sonra Hz Ali’nin bilinen özelliklerinden dolayı da etrafında daha geniş bir dost halkası oluşmasına da Ali Şiası denilmeye başladı. Bu tarafgirlik dost ve ahbaplık anlamında olup o günlerde hiçbir dinsel anlam ve içerik taşımamaktaydı.()
Daha ziyade Hz Osman dönemi ve ardından iç karışıklıkların baş göstermesi, siyasi cinayetlerin işlenmesi, bu olaylardaki İslam düşmanlarının rolü, cinayetleri istismar ederek hükümranlık sürmeye kalkan bazı valilerin halifeye baş kaldırması, kavmiyetçiliğin hortlatılması, gücü elinde tutma devleti yönetme isteğini anlaşılmaz boyutlara taşıyanların Hz peygamber neslini bir bir yok etme gayreti ŞİA kelimesini kendi anlamı dışına çıkartarak dini bir anlayışın tanımı haline getirmiştir. DETAYLI BİLGİ BİTİŞİKDEKİ LİNKTEDİR.
http://kevseryaymaclk.blogspot.com/2011/05/ehlibeyt-sahabeyi-nasil-goruyordu-ve-bu.html
Bu oluşumun meydana gelmesini yukarda bahsedilen hususların dışında farklı sebepleri de bulunmaktadır. Bunu bütünüyle ortaya koymak zaman olarak çok büyük bir süre alacağı gibi, detay olarak ansiklopedik bilgileri gerektiren hususlar olacaktır. Ancak detaya inmeden konuyu ana hatlarıyla incelemek çalışmanın amacına uygun olacaktır.
Bunların neler olduğu konusuna değinirsek;
— İnsanlar yaradılış itibariyle gerek anlayış gerek kabiliyet yönünden bir birinden çok farklıdır. İslamın önde gelenleri Hz Peygamberin sahabeleri de bu acıdan tarife uygun yapıdadırlar. Dolayısıyla Hz Peygamberin anlattığı ya da ima ettiği her şeyi hepsi aynı şekilde anlamamışlar farklı yorumlar getirmişlerdir. Böyle bir farklılaşma o zaman çok derin bir ayrılıklar getirmese de bu farklılığı bilmek konunun anlaşılmasına yardımcı olacaktır. ()
— Hz Peygamberden sonra yerine kimin halife seçileceği ile ilgili Kuran’da ve hadislerde acık net bir ifadenin olmaması nedeniyle siyasi ortama yön vermek isteyen düşünce grupları kendi iddialarına delil bulma çalışmaları. ()
— Başlangıçtan itibaren sahabe içinde İslamlaşamamış, kendini gizleyen fırsat buldukça inananları arkadan hançerleyen, onları bir birine düşürmeye çalışan, çok önemli durumlarda savaş ortamında inanları bırakıp zayıf düşmelerini sağlayan bir grup vardı. Bunlar sayıca bazen üç beş kişi olarak eylemlerini fark ettirirken, bazen üç yüz kişiyi bulmaktaydılar. Bunları sahabe olarak adlandırmak her ne kadar mümkün değilse de sahabeye güvenilmeyeceği tezini inandırıcı kılmak isteyenlerin bunları sahabeden birileri olarak ya da sahabe içinde münafıklaşanlar olarak nitelendirdikleri bilinmektedir. Oysa inananların sürekli zayıf bir tarafını kollayan bu kişiler sahabe içindeki münafıklaşanlardan ziyade, inananların içinde İslamlaşmamış fakat Müslüman gibi görünen münafıklardır. Güzide sahabenin İslamı hayatı gelecek nesillere ulaştırmasını engellemek isteyenlerin bu münafıkların davranışlarını örnek göstererek tüm sahabeyi karalamaya, güvensizleştirmeye çalışması. (konunun detayı bitişikteki linktedir)
http://kevseryaymaclk.blogspot.com/2011/06/islamin-gelisiyle-nitelikli-ilk.html
— Kuran’da; İslami yönetimin şeklinin devleti kimin yöneteceğinin, devletin yapısının ne olacağıyla ilgili kurumsal siyaset konularında net ifadeler bul¬maması. Bunun yerine, Müslümanların işlerinin kendi aralarında meşveret/danışma yoluyla çözülmesi, insanlar arasında adaletle ve hakkaniyetle hükmedilmesi, yetki sahiplerine itaat edilmesi, emanetlerin ehline verilmesi, insanlar arasında üstünlüğün takva ile olduğu şeklindeki prensiplerden söz ederken, Kuran farklı tevillere tabii tutularak Bâtıni yorumların Kuran’ın üzerine çıkartılmaya çalışılması. ()
— İçtihat ehli etkin bilgili sahabenin ahrete göçmeleriyle toplumdaki bilgili insanların azalmaya yüz tutmasıyla İslam dışı yorumların dine sokulma çabalarının artması. ()
— Farklı inançlardaki felsefe ve mantık kitaplarının Arap diline çevrilmesi ve bunları okuyan bir kısım alimlerin İslam dinine okudukları kitap perspektifinden yaklaşım çabaları.. . ()
— Geniş coğrafyaların İslam topraklarına katılımı ve her gün binlerce insanın İslami kabul edişinin ardından yığın yığın bu kalabalıklara yeterli islamı öğretimin gerçekleştirilememesi neticesinde o toplulukların kendi değerlerini islama katma çabaları. ()
— Hz Peygamber döneminde İslam topraklarından sürülen İslam düşmanları münafık ve Yahudilerin, sürüldükleri coğrafyaların daha sonraki süreçlerde İslam topraklarına dahil edilmesiyle bulundukları topluluklar içinde kamufle olmaya devam ederek eylemlerine hız vermeleri ()
— Emevi ve Abbasi dönemlerinde ehlibeyte yapılan baskıyı siyasallaştıran grupların siyasetde kullandıkları argumanları dinsel öge haline getirip islamlaşamamış toplumlara din diye verilme cabaları GENİŞ BİRLGİ BİTİŞİKDEKİ LİNKTEDİR.
http://ehlibeytinsahabeyebakisi.blogspot.com/2009/06/siann-bildik-argumanlar.html
— Siyasi çatışmalara karışmayan İslam alimleri ile yeni müslüman olmuş fakat islamlaşamamış grupların bir araya gelmelerindeki zorluklar ve bunu kullanan gruplar.
— Emeni ve Abbasi Yönetimlerine duyulan antipatinin ehlibeyt sevgisini inanılmaz derecede artırması.
— Camilerde özellikle halkın kalabalık olduğu Cuma ve bayram namazlarında bazı imamların ehlibeyt imamları hakkında aslı astarı olmayan yalan ve iftiralarla karalamaya çalışması. neticesinde halkın camilerden uzaklaşmasına vesile olunması, bilgisiz kalan halkın İslam dışı bilgilerle verilmesine zemin hazırlanması,KONUNUN DETAYLI ANLATIMI ALTDAKİ LİNKTEDİR.
(http://kevseryaymaclk.blogspot.com/2010/09/siilerce-yok-edilmeye-calisilan-sanik.html
— İslam âlimlerinin hadis rivayetlerine verdikleri önem ve dikkatin, çok azının bile tarih rivayetlerine vermemesi. ()
Taraftarlık ve dostluk anlamından ŞİA kelimesinin nasıl uzaklaştırılıp bugünkü haline yani bir mezhep taraftarı haline dönüştürülmesinde etken olan sebepler kabaca böyledir. Bunların her birisi detaylı anlatılması gereken hususlar olmasına rağmen konuyu fazla dağıtmadan vermek için her bir maddenin altında verilen linkler tıklandığında konu biraz daha detayı ile anlaşılacaktır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder